Gökyüzü pırıl pırıl, uçuyorum, kuşlar gibi uçmak ne güzeldir. Yemyeşil ağaçlarla kaplı dağları gökyüzünde uçarak seyretmek ne güzel, ruhum sevinçli, mutlu, hiç zorlanmıyorum. Hiç bilmediğim daha önce görmediğim yerler, onu biliyorum, o ne iki tepenin birleştiği yerde durdum yeryüzünü seyrediyorum, tek tek aralıklara serpilmiş evleri görüyorum, evlerin arasında bahçeler var, ağaçlar var. Hiç yeryüzüne inmek istemiyorum, uçmak yürümekten daha güzel, yorgunluk hissetmiyorum, defalarca hep uçtum, aklımda kalan hep o iki dağın birleştiği nokta çok güzel bir yerdi uyandığımda hep aklımda orası kalıyordu. Bilgisayarda hiç daha önce gitmediğim, nasıl bir yer olduğunu bilmediğim bir yerde nedense hep satılık araziler bakıyorum,oysa param yok ve alamam, ama içimdeki dürtümü engelleyemiyorum. Çocuklarım dalga geçmeye başladılar, anne hem paramız yok, hemde hiç bilmediğin bu yerlerde satılık yerler arıyorsun, git bilgisayardan başka şeylere bak diyorlar. İçimdeki ses her bilgisayarı açtığımda illaki o yerdeki yerlerde satılık yer bakmamı söylüyor, bu sesimle altı ay kadar bu yer bakma işim devam etti. Ama ne oraya gittim, ne de yer satın aldım. Bir gün hastaneye hasta annemin işlemleri için gitmem gerekti, hastaneye gittim, tam girişte epeydir görüşemediğim arkadaşımla karşılaştım, selamlaştık öpüştük hal hatır sorduk birbirimize, sen biliyor musun biz son bir buçuk yıldır okul arkadaşlarımızla ayda bir gün buluşuyoruz, hatta seni çok soruyorlar, iyi ki karşılaştık sende katıl, şu tarihte buluşacağız dedi, arkadaşların telefon numaraları varsa bende alayım görüşürüz dedim. Evet deyip birkaç arkadaşımızın numarasını verdi, kaydettim. Eve sevinçle döndüm, öğrencilik yıllarından sonra hepimiz farklı şehirlerde, farklı yaşamlarla yaşamıştık, bu arada geçen yıllarda hepimizin yaşamlarında neler olmuştu ? Öğrencilik ve sonrası çok farklı yaşanmışlıklarla doludur. İlk işim telefonla arkadaşlarıma ulaşmam lazım dedim, tuşlara bastım, ilk aradığım arkadaş tabi ki tanımadı aradan uzun yıllar geçmişti, ama ismimi söylediğim an sevinç çığlıkları ile inanmıyorum haykırışı yükseldi, ne güzeldir bu duygu, anlatılmaz, yaşanır sadece. Ben şimdi evimde değilim okulda benim tutma ablamı biliyorsun, ona geldim, sen neredesin sorusu ile bir an önce görüşme sevinci sardı ikimizide. Buluşma günlerine daha onbeş gün varmış o zaman görüşebilecektik. Telefonu kapadım beni en çok soran arkadaşımı aradım. Münevver alo sesimle karşılaştı tabi ki, yine ilk sesi tanımama oldu ve arkasından, inanmıyorum çığlıkları yükseldi, yıllar bizleri birbirimizden uzaklaştırmamıştı, ilk ayrıldığımız gün kadar yakındık, öğrencilik arkadaşlığının değerini yıllar sonra anlıyoruz genelde. Gel dedi hemen gel, biz eşimle bağ evimizde kalıyoruz, sen geleceğin saati bize bildir eşimle seni ineceğin yerden gelip alırız, buluşma gününü beklemeyelim, o zaman da yine görüşürüz. Tamam dedim ve ertesi gün öğleden sonra yola çıktım, kendisine şu saatte şurada olacağım deyip haber verdim. Daha önce hiç gitmediğim yollardan gittim, ne güzel yerlerimiz var, burnumuzun dibindeki güzellikleri görmeden ömrümüz geçmiş diye hayıflandım içimden. Akşam karanlığında, son tek yolcu olarak garaja geldim, yol boyunca şöförden gideceğim yer hakkında bilgi edinmeye çalıştım, çünkü daha önce oralara hiç gitmemiştim. Arkadaşımı ve eşini öğrencilik yıllarından tanıyordum, sınıfımızın okul bitiminde ilk evlenenlerdi 🙂 ilk onun düğününde birlikte olmuştuk çoğu arkadaşla, ne güzel günlerdi, aradan yıllar geçmiş işte karşımda iki güzel insan yine elele karşımda biraz daha enine ve öne doğru santimetre kareleri genişlemiş, başlarının üstlerinde buğday başakları ve çoraklaşmıya yüz tutmuşalanları ile, yavaş yavaş duran arabamıza doğru geliyorlardı. Onlarda beni merak ediyorladı biliyorum, onlarda benim için nasıl şimdi sorusunu kendilerine sordular. Arabadan indim, kucaklaştık, gözlerin bakışları hiç değişmemişti canım arkadaşımın, aradaki yıllar bir anda yok olmuştu, işte yine birbirimize kavuşmuştuk, sevinçle arabalarına bindik, eve gidinceye kadar susmadık. Çünkü yılların biriktirdiği öyle çok sorularımız vardı ki. Akşam karanlığı çökmüş yol boyunca hiç birşey görünmez olmuştu, nasıl bir yerdeyim bilmiyordum, şimdilik sadece arkadaşlarıma kavuşmamın sevinci ile mutluydum. Eve geldik, arabadan indik, onlar önde ben arkada kapıdan içeri girdik, giriş biraz soğuktu mevsim nedeniyle odaya geçtik, eşi hemen sobayı yakacağım bana müsade siz konuşun dedi, bizi baş başa bıraktı, tekrar sarıldık sevincimiz sonsuzdu.