Sepetçioğlu

Egenin güzel şehirlerinden birinde geçmişe yolculuk diyorum ben buna. Sabah Söke tanıtım videosunu seyrederken, beyin loplarımın bir yerlerine sıkışmış, üstü örtülmüş bir çok anımın üstündeki örtü kalktı sanki bir anda. Nefes almak istiyorlardı sanki. Bizleri buradan çıkar, biz burada eziliyoruz, kurtar diyorlardı. Anılarımızı arada sıkıştıkları yerlerden kurtarmalıyız ki özgürlüklerini yaşasınlar. İşte bende öyle yapmaya karar verdim, benimle birlikte toprağın altında ileride yok olmalarına gönlüm razı olmadı. Anılarım yer yüzünde gelecek nesiller için kalmalıydı. Onlar öğrenmeliydi geçmiş insanların yaşamlarındaki müziklerini, danslarını, duygularını, bizde öyle değil miyiz? geçmişten bir şeyler öğrenmek için. Kazılar yapılıyor, müzeler açılıyor, bizler olanaklarımız dahilinde buraları ziyaret ederek geçmişte yaşayan insanların geleneklerini, göreneklerini, duygularını, düşüncelerini öğrenmeye çalışıyoruz. Çalışıyoruz diyorum çünkü ne kadarını nasıl anlıyabiliyoruz  o tartışılır, herkese göre farklı algılamaların var olduğunu düşünüyorum. Modacılar kıyafetlerini, mimarlar bina tarzlarını, mutfakla işi olanlar pişirme ve yemek tatlarını, eşya üretenler eşya modellerini vb. inceleyip üzerine yeni teknoloji ilaveleri yapıp (modernize) edip yeni bu zamana uygun şeyler üretmiyor mu? Parmak arası ayakkabılar, saç modelleri, kıyafetler vb. lerini müzelerde gezdiğimizde görüyoruz, işte ozaman anlıyoruz ki geçmişten geleceğe hep aktarımlar olacak. Bende bildiklerimi, yaşadıklarımı aktarmalıyım ki bende  dünyadaki yaşamımda  kendime düşen görevimi yapmış olmalıyım. İşte burada çocukluğumda düğünlerde sıkça gördüğüm, izlediğim Söke bölgesinin bilhassa kadınları tarafından oynanan sepetçioğlu oyun havasının nasıl oynandığı. Okumaya devam et “Sepetçioğlu”