Annem

Dünyada yalnız, kardeşsiz , güvenebileceğin, seni koruyan bir yakının olmaması nasılda zordur. Hayatımda annemden başka kimsem yok ve canım annemde ömrünün iniş basamaklarında bana tutunarak merdivenleri inmeye çalışıyor. Yıllarca tek başına beni büyütmek için kar, kış, soğuk, sıcak, hastayım,yorgunum, kadınım demeden tek başına beni büyütmek için yıllarca hiç yoruldum, bıktım demeden hep çalıştı, didindi, yıllar onu ömrünün son günlerine getirdi. Anne hakkı ödenmez derler hep, ben annemin hakkını hiç ödeyemem. Ah birde şu yoksulluğumuz olmasa. Şimdi annemin en rahat etmesini istediğim bu günlerinde onu rahat ettirememek yokmu, içimi öyle acıtıyor ki. Annemi daha iyi yaşatamamak beni öyle derinden yaralıyor ki. Kalbimin tek, sevdiği kadın olan annem, sen beni yıllarca tek başına baktın, büyüttün, yaşamam için saçını süpürge ettin, şimdi ben sana bakamıyorum erkek halimle. Utanıyorum bu halimden, bir kadının yapabildiğini ben bir erkek olarak beceremiyorum, içim kan ağlıyor. Senin beni düşündüğünü biliyorum, dünya denilen yerde beni yalnız bırakmamak için direniyorsun, beni sevdiğini biliyorum, bende seni çok seviyorum annem. İş arıyorum, öyle bir işim olmalı ki, hem seninle birlikte olmalıyım, yemeğini önüne getirmeliyim, yatağından bana seslendiğin zaman hemen koşup gelebilmeliyim, çünkü çocukluğumda, ne zaman hastalansam baş ucumda oturup beni beklerdin, ateşimi, sayıklamalarımı, gözyaşlarımı hep o nasır tutmuş ellerinle silerdin. Şimdi ben büyüdüm, sen benim çocukluğumdaki gibi yatağında ateşli, halsiz, bir bardak suyu vermemi beklerken, nasıl yalnız bırakırda uzak diyarlara gider, iş arar , çalışır para getirebilirim annem. Oysa seni bu son günlerinde yalnız bırakmak değil, hep yanında olmak istiyorum annem. Para denilen şeye inanki kendim için değil, benim için ömrünü feda etmiş annem senin biraz daha yanımda kalabilmen için ihtiyacım var. Sıcak bir yerde, üşümeden yatmanı, sıcak bir tabak çorba istediğinde verebilmeyi, olurya canın bir şey içektiğinde alabilmek için paraya ihtiyacım var annem. Biliyormusun annem bana iş buldular, çalışmak istiyorsan , bunları şehir şehir dolaş bizim için sat, sende kazan bizde kazanalım dediler annem. Gencim, hem gezmek hem kazanmak iyi gibi görünüyor başkalarına göre, ama benim için öyle değil annem, ömrünün son günlerinde sensiz olmak kolaymı diye soran yok, seninde bensiz olarak son günlerini geçirmek isteyip istemediğini soran yok annem. İçim acıyor be annem, nasıl bir dünyada, nasıl bir yaşam savaşıdır bu. Yoksulduk belki, çok eşyamız, çok yiyeceğimiz, çok paramız yoktu belki, ama biz ikimiz birlikte mutluyduk annem.Bana babamı özletmedin, onu aratmadın, ne zaman babamla ilgili bir şey sorsam, onu bana anlatırken gözlerindeki sevgi ışıklarını görürdüm, ah yaşasaydı …derdin hep, yaşasaydı, senide benide dünyanın en mutlu insanları yapardı. Sen babandan bana en büyük yadigarsın, sana her baktığımda babanı gördüm çocuğum, seni her okşadığımda babanıda okşar gibiydim, ikinizi birlikte hep sevdim. Güzel annem ,babama kavuşma günlerin yaklaştıkça korkularım, yalnızlığım iyice arttı. Annem babama kavuşacak, ben hem annemsiz,hemde babamsız bu koca dünyada tek başıma kalacaktım, işte onun için annemden ayrılıp uzaklara gidecek, para kazanacak ne isteğim, nede cesaretim var. Başka bir çare olmalıydı, işte o çare nerede nasıl, ne zaman bana ulaşacaktı. İçim acıyor anne, gözlerinle ne var diye sorma annem, sana neyi nasıl anlatabilirimki? Her zaman ki gibi kendini hiç düşünmeden, benim için yine fedekarlığını yapmaya hazır olduğunu biliyorum annem. Ben seni seviyorum, ve çok özleyeceğim, senden ayrılmak istemiyorum  annem.

Paylaşmak güzeldir

Işık Hızı

Işık hızı ile gidecek olan tren yapımı ile ilgili bir video izlediğimde ,ister istemez teknolalojideki hızlı gelişimleri düşünmeden edemedim. Toprağın bilmem kaç kilometre altında deneyler yapılıyormuş. Işık hızında trenler yapılırmı, yapılmazmı düşünceleri tartışılıyor ister istemez, insanlar arasında. Ben ışık hızı ile gidilebilir diye düşünenlerdenim. Son yirmi yıldaki teknolajideki gelişimlerin hızlılık oranlarını düşündükçe, niçin olmasın diyorum. Yirmi yıl önce telefonlarla görüşülürken herkes birbirini görecek denildiğinde,hadi ya!!!!! olmaz öyle şey, nasıl olacak gibi sözleri çoğumuz duyduk, o zamanda olmaz, olur diye karşı görüşler vardı. İşte şimdi telefonlarımızla, bilgisayarlarımızla ses, görüntü birlikte kullanır olduk. Son elli yılda ki teknolojideki gelişimleri ister istemez düşündüm. Sokak çeşmelerinden taşıma su ile evlerdeki yaşamlarda, büyüklerimizin nasıl zorluklar yaşadıklarını çoğumuz dinlemişizdir. Elektiriğin evlere gelmeden önceki yaşamlarınıda dinledik çoğumuz. Evlerimize gelen su, elektrik, arkadan siyah beyaz televizyonlar, önce küçük ekranlıydılar, ekranları büyüdü, arkadan renkli televizyonlar, boy boy evlerimizin bir yerlerinde yerlerini aldılar. Şimdi elsidi dediğimiz düz ekranlar ya köşelerimizi, ya da duvarlarımızı boy boy kaplar oldular.Önce büro, işyerlerindeki çevirmeli telefonlar,arkadan evlere yavaş yavaş geldi. O günleri hatırlayanlar bilirler. Nasılda lüksdü. Arkadan gazetelelerden kuponla alınan cep telefonları:) ,günlerce kuponlar biriktirildi, sıraya girildi kuyruklarda ilk cep telefonlarını nasıl aldıklarını hatırlayıp, gülümsemelerini görür gibiyim. Okumaya devam et “Işık Hızı”

Paylaşmak güzeldir