Asırlardır insanların çağ atlamalarında gördüğümüz bir şey vardır. İlk okul birinci sınıfta sınıf duvarlarına zamanına uygun panolarla, mevsimler, aylar, haftalar, günler asılır. Tarih dersleri okunmaya başladığındada sınıf duvarlarını Taş,yontma,tunç, yeni çağ ,yakın çağ diye resimli panolar asılır. Bence artık teknoloji çağı diye yeni bir pano ilavesini koyma zamanı geldi .Teknoloji çağı diye. Çocukların odalarında her ne kadar teknoloji ile ilgili her türlü cihaz, resim, kitapçıklar olsada, sınıf duvarında görmeleri bir başka güzel olur:) Çocuklar sınıf duvarlarımıza teknolojideki gelişimlerle ilgili evlerinizde bulunana kaynakları getirmelisiniz sıralamaları birlikte yapalım deseler gelen dökümanlarla sınıf duvarlarının tamamı kaplanır hatta artar. Boya badana parası vermeden sınıfın duvarları hem modern hemde bedavaya temizlenmiş olur:)Çocukların sınıfta ders dinlerken akılları da evdeki teknolojilerin de kalmamış olur:) Çocukların :Ha ha ha güzel olur valla seslerini duyar gibiyim:) Moda dediğimiz insanları peşinden sürükleyen, arada arkasından kaç kişi sürüklenmiş diye hafifçe omuzunu arkaya doğru döndürüp gelenlere hafif bir gülücükle hadi koşun, koşun diye seslenen modayı tanımayan bilmeyen yoktur, çünkü her insan bir ucundan modayı düşmesin, yaralanmasın, küsmesin, yalnız kalmasın diye tutmuştur, insanlarımızın merhametle , zalimlik duygusu başa baş gider hep diyeceğim ama hiç de öyle değil, bazen biri öne geçer ,bazen diğeri öne geçer, hep birbirlerini yakalamaya çalışırlar, şu bizim sevimli yüzlü modamızı yakalamak isteyişimiz gibidir. Moda deyince şöyle düşünmeden edemedim, giyimde, eşyalarda, binalarda, teknolojide, okullarda ,çocuk sahibi olma sayısında, yiyeceklerde. Hiç fark etmediğimiz ama hayatlarımızda hep olan yiyeceklerdeki moda akımlarını gördüm biraz önce. Gofret sevenler kimlerdi? Ben seviyordum, birden bire çocukluğuma döndüm, evet gofretle cam şişede pepsi(başka çeşitler henüz yoktu)olmazsa olmazımdı, benim ve çoğu çocukların ortak beğenisiydi:) şimdiki çocukların beğenilerini ,modalarını düşündüm ister istemez, zaman değişse de moda denilen ,insanları peşinden sürükleyen yiyecekte de yapacağını yapmıştı işte. Şimdiki ve aramızda ki yıllarda herkesin beğenileri sıralanmaya başladı, yetmiş altılı olan artık genç olmuştu ,benim favorim eti cin,eti puf diye sesleniyordu:) Bu dönemin çocuğu layds, cips çeşitleri cola diye seslendi. Evet moda akımı beslenmelerimizde de yerini çaktırmadan alıyor, peşinden koşturuyordu. Şimdi yetmişler, seksenler, doksanlar diye nostajli akımları nasıl varsa ilerde biliyorum ki bu zaman içinde gelecek nesiller nostajli diyecekler. Eskiden modanın teknolojik özel lüks arabası yoktu tabanvayla(yürüyerek)gittiği için insanlar peşinden koşmadan yavaş yürüyerek gitseler bile yakalayabiliyorlardı, şimdi öylemi? Moda da kendine en lüks teknolojiyle üretilmiş arabasını almış ona binip öyle gider oldu. Onun arabası kadar lüks arabası olanlar yakalamaya çalışıyorlar, ne kadar yakalayabiliyorlar, kaçı yakalıyabiliyor bilinmez ama yinede herkes peşinden koşmaya devam ediyor. Yıllar sonra bir bakıyoruz ki modayı üretenler ve tüketenler yorgun, yaşlanmış, ömrümüz nerede nasıl diye birbirlerine sorar haldeler:) Ah !!! Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım, bazan gözyaşı oldu ,bazan içli bir şarkı(bazen bir çizme, bazen bir babet, bazen sandalet, bazen mini, bazen midi, bazen sitreç, bazen kot, bazen gofret, bazen eti cin, bazen kola, bazen meyve suyu …)Modalarımızla, bol Modlu yaşamlar diliyorum ,güzel insanlarımıza:)
Ne Yiyelim
Yıllardır insanlar ne yiyelim, nasıl yiyelim sağlıklı, güzel, yaşlanmadan yaşayalım diye hep bir şeyler söylerler, yazarlar, üretirler, tüketirler. Kimine göre sağlıklı olan besin diğerine göre zararlı olur, kimine göre zararlı olan besin faydalı olur. Bunun sırrı nedir diye hep sorarız kendimize. Oysa Kuranda asırlar önce insan beslenmesi ile ilgili bilgiler verilmiştir. Sizlere her türlü besinleri helal ettim, aşırılığa gitmeden, israf etmeden yiyebilirsiniz diye. Kainata baktığımızda her türlü besin mevsimlerine göre insanların ve diğer canlıların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde zamanı gelince topraktan başlarını yeryüzüne uzatıyorlar, ağaçların kuru dallarında meyvelerini verecek çiçekler gülümsüyorlar, mevsimlerine göre rızıklarımız görevlerini hiç unutmadan bizlere, buyrun sizler için yaratıldık diyorlar. Kendilerine ve yaradana teşekkür etmeyi hiç düşünemeyiz.Kışın soğunda vücudumuzu ısıtacak, gripten koruyacak besinlerimiz, yazın sıcağından içimizi serinletecek besinlerimiz , hem yazın hemde kışın faydalı olacakların kurutulmuşlarından faydalanmamız için yollarını gösteren Rabbim nasıl karşılıksız kullarına ikramlarda bulunuyorsun diyorum. Kainattaki canlıların renkleri, şekilleri nasıl farklı ise insanlarında renkleri şekilleri ve beslenmeleri öyle farklılıklar gösteriyor diyorum. Çoğumuz biliriz çocuklarımızın aynı anne babadan olmalarına rağmen sofraya oturduklarında yemeklere yaklaşımları farklıdır, biri acı severken diğeri sevmez, biri elma severken diğeri sevmez, biri tavuk severken diğeri kırmızı eti tercih eder, biri balık sevmez iken diğeri sever. Bunun gibi sayamıyacağımız kadar çok örneklerimiz vardır. Peki neydi buna sebep? Okumaya devam et “Ne Yiyelim”