Herşey Bizim İçin

Herkes aslında yalnız, yalnızlıkla ıslandım sözünü okuduğumda,düşündüm . Dünya  üstü ve altı ile büyüklüğünü, sorularını önceden bilemiyeceğimiz,seçenekleri şıklarla dolu,en doğru cevabı o büyük tarafından doğru ve yalnış eksilerive artılarını arttıracak,ya da eksiltecek olanın bildiği kocaman bir sınav salonu.İşte bu sınav salonu dünyaya yalnız geldiğimiz gibi yalnız gitmiyor muyuz?

Dünyaya gelme anlarımız nasıl hepimiz için farklı ise gitme anlarımızda öyle değil midir? Bazılarımız dünyaya gelmesi için aylar önce hazırlıkları yapılmış sevinç ve heyecanla beklenirken,bazılarımız doğması hiç istenmeyenler olarak dünyaya gelirler. Sonuçta yaradan istediği için her şekilde de dünya dediğimiz sınav salonu dolar,boşalır hep.

Dünya sınav salonunda sorular bazan kolaydır,bazan zordur, bazan çalıştığımız yerden gelir, bazan çalışmadığımız yerden gelir.

Çalıştığımız yerden gelen sorular genelde bizlere yakın larımızdan aktarılan bilgiler, ya da okuduklarımızdandır .Çalışmadığımız yerlerden gelen sorular  daha çoktur, yaşayarak öğrendiğimiz sorular ve cevaplarını çok sonra öğrendiğimiz sorulardır.

Dünya denilen sınav salonunda birde torpilliler dediğimiz doğuştan şanslı deriz işte öyleleri de vardır.Öyleleri nerede,nasıl sınavlarını verirler bilinmez, eminim ki onlarında kendilerine göre sınavları kesin vardır.

Renkleri,şekilleri,ile dünyanın üzeri öyle çok sorularla iç içe bizlere bakıyor ki,kaçını ne kadar görebiliyoruz, ne kadarını anlıyabiliyoruz, ne kadarına cevap verebiliyoruz?

Herkes hem çok yalnız, hemde hiç yalnız değil:) Dünyanın üzerinde ve altında olanlarla hep birlikte dönüyoruz, dönüyoruz,dönüyoruz. Aynı güneşle ısınıyoruz, aynı ay ile gecemiz aydınlanıyor, aynı yıldızlar hepimize göz kırpıyorlar. Dünyanın neresinde olursak olalım.

İşte bu Ayı, Güneşi,Yıldızları bazılarımız daha çok görebiliyoruz,bazılarımız daha az görebiliyor, bazılarımız hiç göremiyor.

Düz etrafında binaların olmadığı yerlerde Gökyüzünü gündüz ve gece seyrettiğimizde mevsimlerine göre ayrı güzellikleri görürüz. Büyük kentlerde Gökyüzünde ki yıldızları görmek çok zordur. Nereye saklanırlar hep merak ederim:)

Yıldızlarda bizim gibi akraba ziyaretleri yapıyorlar mıdır,dostlarını arıyorlar mıdır, kendi aralarında sınavları var mıdır,onlarda karanlıklarda korkuyorlar mıdır:)

Dünya sınav salonunda ki yaradılmış canlılara bakarken onlarda bizim onları merak ettiğimiz gibi  bizi merak ediyorlar mıdır, biz göz kırpsak onlara, onlarda bizi görürler mi:)

Dünyada ki sınavlardan uzaklaşmak için bazen  böyle hoşluklarla kendimizi motive etmemiz gerekiyor diyorum.

Sonuçta hiç ölmeyecek gibi çalış,hemen ölecekmiş gibi ibadet et dedikleri bu olsa gerek.

Paylaşmak güzeldir

Göce

Ege de bahar geldimi,turfanda taze asma yaprakları ile yenmek için yapılan, kışın sonunda bedeni bilhassa bağırsakları temizliyen en iyi ilaç dediğim GÖCEmizi gelecek nesle neden ,niçin yemeleri gerektiğiniaçıklayarak tarifini vermek insani sorumluluğum diye düşündüm.

Göcede kullanılan herşey eğer doğalsa bilin ki harika bir beslenmedir. İçine konulan besinleri şöyle bir düşündüm. Bütün organlarımızın ihtiyacını karşılamak üzere sanki anlaşmışlarda bir araya gelmişler:)

Malzemeler:

Taze çok büyük olmayan asma yaprağı(1kgr)(1kgr.suyu kaynatıp,içine yaprakları bir kaç dakika karıştırarak renginin değişmesini sağladımızda hemen sudan çıkarıp bir süzgece alıyoruz.)(Bağırsak parazitlerine en iyi şifadır)

Bulgur(iri) hücreleri fazla parçalanmamış,insan bedeninde en iyi hücre yapan besindir.(1kgr.)

Salça(omega açısından en zengin olandır)(3yemek kaşığı)

Koruk ekşisi(doğal sıkılmış,güneşte bekletilmiş)(damarlardaki tortuları en iyi eriten)(1 çay bardağı)

Maydanoz(idrar söktürücü)böbreklerimiz için.(bir demet)

Dereotu(cildiğimize en yararlı bitki)(1demet)

Kuru süs biberi( Ateş düşürücü,zayıflatıcı)(isteğe bağlı 3-10 arası)

Karabiber(üşütmelerde,griplerde vücudu en iyi anlıyan)(1 tatlı kaşığı)

4su bardağı su.

Tuz(isteğe bağlı)

1 Adet limon(suyu)

1Çay bardağı zeytinyağ

1/2 demet Taze nane(yıkanmış)

Yapılışı:

Bulgur iri olduğu için önce yıkayıp,4su bardağı suyu kaynatıp,bulgurun üzerini kaplıyacak şekilde tencereye konulup çok kısık ateşte bulgurun suyun tamamını çekmesini sağlayın.(çok sert,yada çok yumuşak olmasın,birazcık kaşığınızın ucu ile alıp çiğneyin,en iyisini ağzımız bilir:)

Genişçe derin bir kaba,kabarttınız,bulguru boşaltın. Bulgur suyunu çekerken,yıkadığınız  nane, maydanoz ve dereotunu ince ince doğrayın.Önce salçayıbulgura ilave edin, iyice birbirlerine sarılsınlar,bütünleşsinler:)İyice karıştırın.

Koruk ekşisini+bir limonun sıkılmış suyunu+1 çaybardağı zeytinyağını+1tatlı kaşığı tuzu+1 tatlı kaşığı karabiberi ilave edip iyice karıştırın+ doğradığınız  naneyi+ dereotunu+ maydanozu+ istediğiniz kadar ufaladığınız süs biberlerini ilave edin iyice karıştırın. İsteğinize göre acılığını,ekşiliğini,tuzunu ayarlamak size göre değişiyorsa öncelik sizindir:)

Not:Ev salçaları tuzlu olacağından tuz koymadan önce tadına bakmakta fayda vardır her zaman:)

Şimdi birlikte zevkle yiyeceğiniz dostlarınıza ihtiyacınız var. Dostlarınızla,sevdiklerinizle, asma yapraklarınızın arasına kaşığınızla koyup,başlarınızı şöyle hiç çekinmeden içtenliğinizle yukarı kaldırarak, mis gibi kokusunu içinize çekerek afiyetle yiyin. Benim içinde yiyin,afiyet olsun diyorum herkese. şifa olsun:)

Paylaşmak güzeldir