Çocukluğumda en hassas bölgem bağırsaklarım ve midemdi. Çocuktuk, bahçelerin, meyvelerin bol olduğu ne güzel günlerdi onlar. Her çocuk gibi bende ağaçlara tırmanır ağacın dallarında oturup kopardığım meyveleri yerdim. İncir, iğde, armut, zerdali, ayva, nar, kırmızı, beyaz dutlar, parmak, çekirdeksiz, yedi veren, beyaz üzümler ne güzellerdi. Birde bizler çağla derdik taze bademlere, ne güzellerdi hepsi. Çocuğuz hepsini karıştırıdık, akşam oluncada karın ağrılarımız, bulantılarımız, ishallerimiz başlardı 🙂 Olan annelerimize olurdu. Onlarda öğrenmişlerdi çocukların yine abur cuburla karınlarını doldurduklarını. O zamanlar herkesin evinde bir araba, yakında doktor, ambulans mı vardı? Büyüklerinden deneyle öğrendikleri ilaçları evde kendileri yaparlardı (kocakarı ilaçları denirdi) İşte benimde bu kusma, ishallerimin tek ilacı vardı. Onunla büyüdüm, büyüyünce modern ilaçlarlarımızla iyileşmeyi denedim. Ne zaman farklı yiyecekler yesem hep rahatsızlanırdım, birde malum günlerde kusma ve ishallerim artardı, ağızdan aldığım kusma, ishal ilaçlarım beni daha kötü yapardı. Sonunda çocukluğumda yapılan ilacımdan çaremi bulurdum. Evet büyükler demek bunu yıllarca boşuna kullanmamışlar. Hala sağlıklı yaşıyorsam demek ki kötü birşey değil. İşte gelecek nesle aktarmak farz oldu. Onların da bilmesi gerekir diye düşündüm ve tarifini yazmaya karar verdim.
LOKAL UYGULAMA (mide ve bağırsakların üzerine ılık olarak uygulanır)
Malzemeler:
- 1 su bardağı ege usulu yapılmış tarhana (bölgelere göre farklılıklar oluyor)
- 1 baş kuru soğan
- 1 su bardağı su
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 2 yemek kaşığı kuru nane ya da bir avuç taze nane yaprakları
- 2 yemek kaşığı kurutulmuş hayır yaprakları ya da taze hayıt yapraklarından bir avucunu dolduracak kadar
- Karın bölgesini kapatacak kadar yumuşak bir örtü (havlu vs.)
- Bir adet yumuşak baş örtüsü (hamurun kaymaması için karın bölgesine en son onunla sarılır bağlanır)
Yapılışı:
Bir tavanın içine soğan iri iri doğranır + zeytinyağı + su + tarhana + nane+ hayıt otu ilave edilir kısık ateşte devamlı karıştırarak koyu bir lapa yapılır. Önceden hazırlanmış bezin üzerine dökülür ve mide ile bağırsakları kaplayacak şekilde ince bir tabaka halinde yayılır, oda sıcaklığına göre elimizin tersi ile (karın bölgesine eştir) sıcaklığını kontrol ederek (elimizin sırt kısmı yanmayacak) şekilde olunca lapayı örtüsü ile birlikte ters çevirerek karın bölgesine komple kapatılacak. İnce dokulu baş örtüsüde karın bölgesini saracak kalınlığa getirilip karın çok sıkılmadan bağlanacak. Lapa 2 saat karın bölgesinde tutulacak. Kişi zaten rahatladığı için uyumak isteyecektir kesinlikle. İşte uyandığında kendini yeni doğmuş gibi hissedecek ve yiyecek birşeyler isteyecektir. Tuzlu bir ayran, tuzlu bir peynir, ekmek vererek son noktayı koyabilirsiniz. Bu kadar kesin konuşmamı sorarsanız, yıllardır bu güzel lapa ile birlikte yaşadım, çocukluğumda kendime, annem uyguladı teşekkür ediyorum ona, bende çocuklarıma ve çevremde çok kişiye tarifimi verdim. Şimdi de bizden sonraki nesillerimize atalarımız gibi devretmek istedim.