Yaşama ve yaşadıklarımıza baktığımızda bütün canlıların birbirine bağlantılı bir yaşamları olduklarını görürüz.Her canlı tek başına anlamını yitiriyor. Onun içinde neden niçin soruları yerine birbirimize saygı ve sevgiyi öğrenmeliyiz. Hele bu insanlar arası lişkilerde çok önemli. Bence hiç kimse kimseden üstün değil.Yaşamını devam ettirmek için herkes farklı mesleklerle dünya denilen gezegende yerini alıyor.Ne kadar okursak okuyalım, ne kadar iyi işler yaparsak yapalım, ne kadar akıllı olursak olalım, hepimiz birbirimizin bağlantıları ile başarılı, becerikli, oluyoruz. Kasaba gidip şuradan bir kilo kıyma verirmisin derken kaçımız düşünüyoruz çengelde asılı duran hayvanın önce kendisi sonra onun beslenmesine sebep toprağı, otları,ona bakıp yetiştirenleri, kesip parçalayıp çengele asanları, en son kasap bir parçasını kesip kıyma makinasına atıp, tartıp elimize verdiğini. S okakta çiftlikte gördüğümüzde dokunmaktan korktuğumuz, yanına yaklaşamadığımız hayvanın bize ulaşıncaya kadar kimlerin emekleri var.Görünmez emekçilerimize saygılı olmalıyız diyorum. İşyerleri içinde geçerli bu, yığınla paramız olsada onunla yapacağımız işlerde yine tek başımıza hiç birşey yapamayız,para denilen nesnenin kendi başına hiç birşey ifade etmediğini hepimiz biliriz, sadece insanlar arası ilişkilerde aracıdır, yapılan işlerde bir karşılık olarak icat edilmiş bir yoldur. Küçüklü büyüklü evlerimizi düşünürsek onlarda öyle, içinde oturulabilir hale gelinceye kadar yüzlerce insanın alın teri vardır her taşında. Ozaman hiç bir mesleği küçümsememeyi, tam tersine böyle farklı mesleklerde insanların var olduğuna şükretmeliyiz. Ülke yönetimleri içinde bu böyledir. yöneten olabilmek için önce yöneteceği insanlar olmalıdır. Tek başına oda bir anlamı olmayan sıradan bir yaradılmıştır.Kimse kimseden mesleği ile güzelliği ile zenginliği ile üstün değildir. sadece güzel ahlakı, iyi güzel işleri, niçin yaratıldığını bilip her canlı gibi bir gün bu dünya denilen gezegende yürüyemeyeceini, çalışamayacağını, düşünemiyeceğini, övünemeyeceğini, dünyanın üstünden altına bir gün geçeceğini, üstünden hakir gördüğü diğer canlıların besleneceğini( Yağan yağmur, kar vb.lerinin gökyüzünden mezarlarına yağıp, tekrar gökyüzüne çıkıp tarlalara vs. yağmaları ile yeni besinlerin oluşup tüm canlıların onlardan yemesi )düşünen insanlar niçin bir birimize saygılı, hoş görülü, hakkaniyetli olmamız gerektiğini bilir. Dünyamız bir tane yaşasakta ölsekte başka gideceğimiz başka bir dünyamız yok. işçide, işverende,alimde, zalimde, güzelde, çirkinde,iyide, kötüde,engellide, engelsizde bu dünyada birlikte yaşamak ve birbirimizi anlamak zorundayız. Başka gidecek dünya yok ki. Bu dünyayı beğenmedim, şu durakta dur dünya ben ineceğim diğer dünyaya gideceğim diyelim.