Işık Hızı

Işık hızı ile gidecek olan tren yapımı ile ilgili bir video izlediğimde ,ister istemez teknolalojideki hızlı gelişimleri düşünmeden edemedim. Toprağın bilmem kaç kilometre altında deneyler yapılıyormuş. Işık hızında trenler yapılırmı, yapılmazmı düşünceleri tartışılıyor ister istemez, insanlar arasında. Ben ışık hızı ile gidilebilir diye düşünenlerdenim. Son yirmi yıldaki teknolajideki gelişimlerin hızlılık oranlarını düşündükçe, niçin olmasın diyorum. Yirmi yıl önce telefonlarla görüşülürken herkes birbirini görecek denildiğinde,hadi ya!!!!! olmaz öyle şey, nasıl olacak gibi sözleri çoğumuz duyduk, o zamanda olmaz, olur diye karşı görüşler vardı. İşte şimdi telefonlarımızla, bilgisayarlarımızla ses, görüntü birlikte kullanır olduk. Son elli yılda ki teknolojideki gelişimleri ister istemez düşündüm. Sokak çeşmelerinden taşıma su ile evlerdeki yaşamlarda, büyüklerimizin nasıl zorluklar yaşadıklarını çoğumuz dinlemişizdir. Elektiriğin evlere gelmeden önceki yaşamlarınıda dinledik çoğumuz. Evlerimize gelen su, elektrik, arkadan siyah beyaz televizyonlar, önce küçük ekranlıydılar, ekranları büyüdü, arkadan renkli televizyonlar, boy boy evlerimizin bir yerlerinde yerlerini aldılar. Şimdi elsidi dediğimiz düz ekranlar ya köşelerimizi, ya da duvarlarımızı boy boy kaplar oldular.Önce büro, işyerlerindeki çevirmeli telefonlar,arkadan evlere yavaş yavaş geldi. O günleri hatırlayanlar bilirler. Nasılda lüksdü. Arkadan gazetelelerden kuponla alınan cep telefonları:) ,günlerce kuponlar biriktirildi, sıraya girildi kuyruklarda ilk cep telefonlarını nasıl aldıklarını hatırlayıp, gülümsemelerini görür gibiyim. Öyle hızlı geliştiki cep telefonlarındaki teknoloji olayı, her ay yeni bir modeli çıkıyor, insanlar hızla ellerindeki değiştirme telaşı ile yeni çıkan cep telefonların modellerini özelliklerini takip etmekte zorlanır hale geldi. Bilgisayarlarla ilk tanışmalarını hatırlayanlarda bilirler. Kocaman kasaları, kocaman masanın üstünü kaplıyan ekranları ile nasılda lüksdü:)) İşte artık şimdi herşeyin ilkleri olma özelliklerini yeni modellere bırakan teknolajilerimizle her geçen gün farklı şekillerde karşımıza çıkar oldular. Cep telefonları ile bilgisayarı birlikte kullanma çığ gibi büyüdü.Bilgisayarda önce yazma vardı, arkadan görüntüler, sesler, çocuklarımızın oyuncakları artık bilgisayarlar ve oyunları oturdukları yerden oynamaları,istedikleri gibi hayallerindeki yapmak istediklerini sanal alemde yapar oldular. Eskiden çocuklar doğada bedenleri ile sporlarını ,arkadaşlık ilişkilerini yaşarlardı. Şimdi artık şu saatte bilgisayarlarımızda buluşalım şu oyunu oynıyalım der oldular:) Işık hızı ile trenler yapılabilirmi sorusuna evet hemde on yıla kalmaz, trende yaparlar hatta ışık hızı ile bu insanlar hayalet gibi ışınlanarak istedikleri yere gidebilecekler:) Hayaletler şehri vb. filmleri şimdilik izliyoruz, ama bunlarn gerçek olması için çok zaman gerek kalmayacak, gelişmeleri şöyle gözden geçirirsek, hiç şaşırmamak gerekiyor. Yıllar önce seyrettiğimiz çizgi filmlerin çoğunu şimdi insanlar kullanıyor. Yürüyen merdivenler, uçakların çoğalması, yakında herkesin evinin önünde bir arabası olmayacak, herkesin evinin üstünde bir pisti olacak pistindede özel uçağı olacak, yer yüzündeki trafik sıkışıklığı kalmıyacak, çünkü trafik sıkışıklığı gökyüyüzünde olacak. Buda fazla sürmeyecek , çünkü ışınlanma ile insanlar istedikleri yerlere gider, gelir olacak. Nasıl mı? Şimdiye kadar geçmişteki teknolojiler nasıl çığ gibi ard arda geldiyse işte buda onun gibi hızla gelecek. Unutmayalımki tüketiciler kadar üreticilerde bu dünyada var. Tüketiciler olur mu ,olmaz mı diye düşünürlerken, üretici akıllar arka arkaya üretiyorlar. Seslerimiz, görüntülerimiz  bizlere nasıl ulaşıyor diye düşünen kaç kullanıcı vardır, merak etmiştir, araştırmıştır? Bunun cevabını bilenler, demek ki bunun yolunu biliyorlar, ve yenilerini yapmak için ilerleyecekler. Bir yirmi yıl sonra gökyüzünde insanların ışınlanarak istedikleri yere istedikleri an, ses ve görüntüler gibi gitmeyeceğini hangimiz biliyoruz ki? İlk insanlar dünya yuvarlak mı tepsi gibi mi diye düşünmüşlerdi, araştırmışlardı, şimdi dünyanın uydudan resimleri çekiliyor, her gün yeni araştırmalar, yeni buluşlarla karşı karşıya kalıyoruz ki, Işınlanma olayıda neden olmasın diyorum. Bilgisayarımızda birşeyler yazıyoruz, ya da okuyoruz, omuzumuzun üstünden ses var görüntü yok:) (önce böyle olacak:telefonlarımızı,bilgisayarlarımızı düşünürsek) merhaba ben geldim diyeceğiz,sesinden tanıyacağız birbirimizi:) tanımıyorsak, kimsin diye soracağız:) aradan çok zaman geçmeyecek, sesle görüntü birlikte gelecek(siyah beyaz, televizyonlar gibi),teknoloji hızla ilerleyecek, ses görüntü ve renk birlikte olacak, artık ona kimler yetirişir, görür bilmiyorum ama bunu görenler hiç şaşmayacak. hele bu yazım o zaman kimler tarafından okunacaksa. Ama biliyorum ki her düşünce önce kuşku ile karşılanır, deli saçmalığı diye düşünülür, zamanı gelince hak verilir, bütün keşifler, icatlar, önce düşünülmüştür, sonrada keşfedilmiş, icatlar yapılmıştır. İyi doğru yönde kullanılan bütün keşifler, icatlar, insanların yaşamları için faydalıdır, ne zaman ki art düşünceli kullaınlır oluyor, işte o zaman insanların insanlara zulmüne dönüşüyor. o zaman yazık diyorum, birbirinizi yok etmek için değil, iyi yaşayabilmak için kullanmayı öğrenseniz.

Paylaşmak güzeldir

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Süre doldu. Lütfen kodu yenileyerek tekrar yazınız.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.