Yıllar Sonra (Bölüm 4)

Rüyalarımla başlayan maceram o güzel bağ evindeki dostlarımla üç gün su gibi akıp geçti, misafirlik üç gündür, yolcu yolunda gerek, sizlere ve bu güzel yere doyum olmuyor fakat beni görebilmek için buralara kadar gelen Melahat arkadaşımı da görmem için yola çıkmalıyım. Onlar bana geldi, şimdi ben onlara gitmeliyim, hergün telefon edip bize ne zaman geleceksin bekliyoruz diyor zaten güzel arkadaşım. Melahatımında eşini okul döneminden tanıyorum, o da yabancı değil, işte yıllar sonra anne, baba olmuş hallerini göreceğim, öğrencilik dönemleri bitmiş, dünya yaşamında onlar neler görmüş, neler geçirmişler. Hepimizin ayrı hikayeleri var. Münevverim biz seni şehre götürür arabana bindiririz, Melahatlarda seni ineceğin yerden alacaklar, şimdi telefonlarımızı kontrol edelim, iletişimimiz kopmasın. Telefonu ile Münevver Melehatı aradı, arkadaşımı gönderiyorum şuradan alacaksınız, şu saatte orada bulunun. Ne güzel arkadaşlarım, dostlarım var ve ben yıllarca hep ayrı yaşadım, aradaki yılların kaybını kapatmak için iyi bir zamanlama diye içimden geçirdim. Arabaya bindik, şehre gidiyoruz fakat doğa öyle güzel ki, kalbim buralarda kaldı, tekrar en kısa zamanda bu güzel yere gelmeliydim, yaşanacak yerdi. Şehre geldik işte biraz sonra veda sözleri ile birbirimizden ayrılacağız. Veda sözlerini hiç sevmem, yine nasıl olsa tüm arkadaşlarla en kısa zamanda yine birlikte olmayacak mıydık, veda değil, başlangıçtı bizim için bu. Sarıldık, görüşmek üzere dedik ve ben  otobüsüme bindim ellerimi sallayarak garajdan yavaş yavaş uzaklaştım. Okumaya devam et “Yıllar Sonra (Bölüm 4)”

Yıllar Sonra (Bölüm 3)

Kekik kokuları arasında, rengarenk laleler her yerden göz kırpıyorlardı, gel,gel, ben güzelim, beni al, beni yanında götür der gibi. İçim içime sığmaz halde lalelere koşuyor, onları seviyorum, onları eve götürmeli gözümün önünde bir yere koymalıydım. Nasıl olsa burada da kalacağı günleri sayılıydı, işte o sayılı günlerini benimle geçirmeli diye düşündüm. Avuçlarımda birikmeye başladılar, ayrı ayrı duran laleler bir arada avuçlarımda ne güzel duruyorlardı. Kırmızı, beyaz, mor, pembe, lila, krem renkleri bir arada ne güzel oldular. Bir an düşündüm dünyada acaba başka hangi renklerle yaşayan kardeşleri nerelerdedir diye. Bir yerde okumuştum, güzel dağ lalelerimize anemon diyorlardı, kim, ne zaman, niçin anemon adını koymuştu acaba? Benim ülkemin dağlarının özgür lalelerine aşığız, çocukluğumuzda okul gezilerimizde pikniklerde baharın gelmesi ile ilk onlarla tanışırız bizler, sonra papatyalarımız gelirler, ilkbaharın müjdecisidirler. Kışın soğundan sonra nasılda içimizi ısıtırlar ilkbaharda, şimdi birşeyi fark ettim laleler ilkbahar gibi sonbaharda da çiçekleri ile ruhlara sevinç veriyormuş. Ellerimde laleler, poşet torbalarımızda taze dalından koparttığımız mis kokulu kekik dallarımızla yavaş yavaş inişe geçmeye başladık, saatlerin nasıl geçtiğini anlamamıştık, biz geziyoruz fakat evde acıkan ve bizi bekliyen evin erkeği aklımıza geldi bir anda. Dönmeliydik, temiz hava bizide acıktırmıştı, yemek sonrası güzel bir çay demleyip yemyeşil doğayı seyrederek çayımızı içmeliydik, işte o an koşarak inmeye başladık yokuşu, sanki bir an önce çayın kokusu gitmeden ona ulaşmalıydık, içimiz titredi o an, üşümüştük ama farkında değildik, çay düşüncesi üşümemizi de hatırlattı bir anda. Heidi, dedesi, Peter dağlarda boşuna yaşamamışlar, şimdi onları daha iyi anlıyorum. Hızlı hızlı eve geldik akşam karanlığıda biraz sonra çökecekti. Yemeklerimiz hazırdı, kuzine sobamız çıtır çıtır seslerle yanıyor, oda sıcacıktı, işte mutlu olmak için bu gün ne çok nedenlerimiz vardı. Mutluluk şarkısını ruhumuz, bedenimiz sessizlikle haykırıyordu. Mutluyum, mutlusun, mutluyuz diye. Yemek sonrası çaylarımızı içmek ayrı bir zevkti ertesi gün , karşı dağlara gitmek için programlarımızı yaptık, çünkü oraya iki bayan gidemezdik, komşularımızda gelecek, kalabalık bir grup olarak gidecektik, benim için yeni yerler keşfetmek, yeni güzellikleri yerinde görmek işte bugün erken yatıp dinlenmeli ve yarın güne dinç kalkmalıydım, eklemlerimde tatlı bir sancı hissediyordum. Okumaya devam et “Yıllar Sonra (Bölüm 3)”