Şehrin tam merkezindeyiz, yollar askerlerle dolu, adım başı aramalar, sorular. Libyada dünyanın farklı ülkelerinden, farklı kıyafetlerle, farklı renklerde, farklı lisanlarda, farklı dinlerde insanları her yerde görürsün. İşyerlerinde, marketlerde, sokaklarda çok doğaldır, hiç kimse kimseyi yadırgamaz. Birlikte çalışırlar, birlikte sohbetler ederler. Ne güzeldir o, farklı ülke insanlarının ortak dilde birleşme çabaları ile konuşmaları 🙂 bilen, anlayan, bilmeyene ,anlamayana çeviriler yapar. Dünyanın neresine gidersen git iyi, güzel niyetli insanlar birbirini buluyor, dostluklara koşuyorlar. İşte şimdi bizim gibi farklı kıyafetli, lisanları, renkleri farklı bütün insanlar bir yerlere hızla gidiyor kimi yaya, kimi koşarak. Okumaya devam et “Savaş (Bölüm 3)”
Savaş (Bölüm 2)
Geceden kalmış korkularımızla, telaşlı bir şekilde arabamıza bindik. O zamanlar şimdi ki gibi cep telefonları, bilgisayarlar, hatta ev telefonları bile yok denilecek kadar azdı. Hatırlıyorum da Türkiye’deki ailelerimizle iletişim kurma yollarımızı, şirketteki telefonla Türkiye’de ki şirketin merkezine not gönderilirdi, onlar vasıtası ile ailelere haberlerimiz giderdi ya da Türkiye’ye izne gelen arkadaşlarla mektuplar gönderilirdi, ne günlerdi, şimdi hiç yaşanmamış gibi. Gideceğimiz yer eşimin şirketiydi. Çünkü bizim gibi bir çok ailede aynı durumdaydı. Şirkette çalışan ve ailesi olan bütün erkekler bir araya gelmişler aileleri güvenli bir yere götürme programı yapıyordu. Herkes arabalarına bindi, şirketin lojmanlarına gidiyoruz, oradaki aileleri alıyoruz, şehir dışında yüz elli kilometre uzakta Libyalı bir ailenin evine gideceğiz dediler. Libyalı ailenin akrabası bir bayan, şirkette çalışan bir Türk erkeği ile evliydi. Eşine teklif ondan gelmişti. Okumaya devam et “Savaş (Bölüm 2)”