Bu gün gökyüzü kapalı yerler hala ıslak. Bütün gece hüzünlerini saklayamayan, gözyaşlarını gizli gizli akıtan, zaman zaman hıçkırıklara boğulan gökyüzü de dertli, sıkıntılı demek ki dedim, sokak kapısından kilidi çevirip ağır kapımızı kendime doğru çekerken. Hala ağlaması bitmemişse eğer, gözyaşları ile ıslanabilirim, şemsiye alıp, almamak arasında düşüncelerimde gidip geldim. Yok dedim, gözyaşlarını sabaha kadar akıttı, yeni gözyaşları için göz pınarlarında biriktirmesi lazım, hem gözyaşları ile ıslansam ne olur ki? Büyüklerimizden duyardım gökyüzünün gözyaşları saçlara şifaymış, saçları beslermiş, işte tam zamanı dedim şemsiyemi almama gerek yok. Kapıyı yavaşça bıraktım, kendi gideceği yeri biliyor nasıl olsa. Kaldırımdan sola döndüm yürüyorum, karşı köşeden öğrencilerin sesleri sokağa yayılıyor. Etüt çalışma yeri, çalışan anneler, çocuklarına bilgi olarak yeterince yardımcı olamayan annelerin kurtarıcı mekanları diyorum ben buraya. Babaları demiyorum çünkü çok az babanın ilgilendiği yer, babalar genelde para ile ilgileniyorlar, çoğunlukla anneler gidip geliyor, görüyorum. Bazen sesleri öyle yükseliyor ki evin mutfak camından sesleri içeride çınlıyor, Çocuklar! Iam going cümlesindeki (am) yardımcı fiildir, zamirlere göre am, is, are diye söyleriz. Okumaya devam et “Her İnsan Ayrı Bir Dünya”
Beynime Format Attım
Şiirler, romanlar, öyküler, masallar: İnsanların yaşamlarının sudaki gölgeler gibi dünyaya, diğer insanlara yansımasıdır diyorum. Şairler, yazarlar beyinlerindeki birikmişleri kağıda, sözcüklere döktüklerinde rahatlıyorlar diyorum. Beyin loplarını boşaltmanın, rahatlatmanın en güzel yolu. Bunu kendimde fark ettim. Düşüncelerimi tuşlarıma aktardıkça rahatladığımı, beynimi tırmalayan düşüncelerden kurtulduğumu hissediyorum. Beynimi bilgisayar gibi düşünüyorum. Okumaya devam et “Beynime Format Attım”