Beynimde bir çok birikmiş sözcük konvoy halinde sıraya dizilmişler evrene çıkmaya, yeni dostlarıyla buluşmaya çalışıyorlar. Sıkıştık, lütfen yollarımızı açın, yıllardır kıvrımlar arasında yok olup çürümeye terk edildik, kurtar bizi diyorlar. Onları özgürlüklerine kavuşturmak istedim, bir şeyleri eksik yapıyorum, yardımcım elbet eksikliklerimin ne olduğunu biliyor ve onları düzeltecek diyorum. Yazmaya devam diyorum. Eksiklikler her ne iseniz şimdilik canımı sıktınız, ama size prim vermeyeceğimi bilmelisiniz. Beynimde sıraya girmiş sözcüklerimi evrendeki dostları ile buluşturacağım. Çünkü onlar bunu çoktan hakettiler, yıllarca beyin kıvrımları arasında sıkışıp kaldılar. Onları bedenimle toprağa gömülmelerine izin vermeyeceğim. Sizleri seviyorum sözcüklerim hep duygularımı, düşüncelerimi sizlerle paylaştım, şimdide sizlerin isteklerinizi yapmak borcum oldu diyorum. Borç yiğidin kamçısıdır, daha çok yazabilmek için sizlerle yola devam diyorum. Ne güzeldir şu sözcüklerimiz, bir teki ile bile nelerimizi bir anda anlatırız. Ah… Of… Aman… Vavv… Oley… Ne… Kim… Nasıl… Ver…Al… Neden… Aaaa… Hadi be… Olur… Olmaz… Bunlar çoğu öz ana dilimizle söylediklerimizdir, birde farklı lisanlarda söylediğimiz sözcükler vardır. Eğer o lisanı biliyorsak, farklı ülke insanların duygularını, düşüncelerini, isteklerini öğreniriz. İşte insan olmanın hayvanlardan farkı diyorum ben buna. Hayvanlarda farklı lisan yok, dünyanın neresinde olursa olsun her hayvan grubu kendi ortak dillerini kullanıyorlar. Öküz, inek ve yavruları mööö sesleri ile iletişim kuruyorlar. Koyun, kuzu, keçiler Meeee diyerek anlaşıyorlar, yılanlar tısss diyorlar, kuşlar kendi cinslerine göre kimi cik cik, kimi gak gak… kimi gdak gıdak diyerek gayet güzel anlaşıyorlar 🙂 Biz insanlar o kadar çok sözcük öğreniyoruz, yıllarca okuduklarımızı, öğrendiklerimizi düşündüm bir an, biz eğitim, bilgi, öğrenme peşinde yıllarca uğraşıyoruz, ama hala isteklerimizi düşüncelerimizi bir birimize anlatmakta zorlanıyoruz. Neydi bu? Çok bilmek, çok öğrenmek biz insanları bir birimize düşman mı yapıyordu acaba, hem niye? Sözcüklerim sizler bunun cevabını biliyorsanız lütfen cevap verin. Gizli gizli sırıttığınızı biliyorum, elma dersem çıkın, armut dersem saklanın. Yoruldum şimdilik armut diyorum dinlenmeye gidiyorum. Bu günlük size olan borcumun bir kısmını verebileceğim, lütfen taksitlendirelim, kredi kartları gibi ödemelerimi faizsiz tam zamanında ödemeler halinde yapacağım. Güvenmek dedim, ben sizlere yıllardır hep güvendim, şimdi güvenme sırası sizde. Güvenin sizi hiç toprak altında bedenimle birlikte götürmeyi düşünmüyorum. Birde sizin hesabınızı verirken dinlemek istemiyorum:)