Tren Müzesi

Karayollarımızın henüz olmadığı ,Kara tren raylarının döşenip belirli bölgelere döşenip, ulaşımın onunla sağlandığı geçmiş günlerimizi büyüklerimiz anlatırlardı, çocuktuk dinlerdik bir zamanlar. Aradan yıllar geçti, kara trenlerimiz yerini motorlu, eletrikli trenlere bırakır oldular. Kara yollarımız çığ gibi büyüdü, arttı, tünellerimiz, alt geçitli, üst geçitli her yere ulaşımı kolaylaştırıcak çalışmalarımız hızla ilerledi. Çocukluğumuzda gök yüzünde minicik nokta gibi gördüğümüz uçaklarımız artık elimizi uzatsak tutacak kadar daha alçaklardan uçar oldular. Uçakları bilipte hiç binmeden büyüklerimiz dünyadan göçüp gittiler, oysa şimdi ki gençlerimizin çoğu daha bebekken uçakla seyahat etmeyi öğrendiler. Zamanla birlikte teknolaji çağıda hızlı geliyor. Gençlerimizin bu iyi güzel şeyleri kullanırken değerlerini daha iyi anlamaları, üzerine yeni katkılarını koyma düşüncelerini geliştirmeleri için  geriye giden zaman tünelindeki yolculuklarını , yaşamdaki geçmiş insanlarımızın nasıl zorluklarla yaşadıklarını, bugüne nasıl geldiğimizi anlamaları için Müze ziyaretlerini sıklıkla yapmaları gerekiyor diyorum. İşte en son araştırmalarımda dünyanın ikinci büyük tren müzesinin İzmiri ili Selçuk ilçesine bağlı ÇAMLIK köyünde olduğunu öğrendim. Selçuk kalesine, şirinceye gelipte burada bir adım ötesinde kocaman tarih kokan bir tren müzesini kaçı biliyor acaba, kaçı gitti gördü diye düşündüm. İnanmıyacaksınız ama ben yıllardır Çamlık tren istasyonun oradan geçerim benim bile haberim yoktu. Peki buna sebep neydi, niçin böyle değerli yerlerimizi tanıtamıyorduk? Nostalji yaşamayı sevenleriçin iyi bir yer diye dinlediğim zaman içim acımıştı. Sadece nostalji yaşamak için mi gidilmeliydi, yoksa bir şeylerden ders almak için mi gidilmeliydi? Sahillerdeki eğlence yerlerine vb. lerine gidilirken, birazda gezilerimizde eğitim, bilgilenme, ufuklarımızı genişletme amaçlarımız olması daha iyi olmaz mı diye düşündüm. Ege de bahar geldimi okul gezilerimiz başlar, acaba kaç okul çocuklarımıza böyle hemen ellerinin altındaki tarihi görerek ,yaşayarak öğrenmelerini sağlamak için bu tren müzesine gezi düzenlemiştir? Bence en kısa zamanda gençlerimize, çocuklarımıza bu imkanlar sağlanmalı diyorum. Geziler sadece ticaret, gelir amaçlı olmamalı, gerçekten çocuklarımızı bilinçlendirme amaçlı geziler düzenlemeliler. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen turistlerimiz, Selçuk kalesini gezdikten sonra muhakkak tren müzesine gidiyorlar,  teknolajide ki gelişmeleri açık alanda sergilenmiş müzede tek tek inceleyip ülkelerine dönüyorlar, yeni üretimlerinde kullanıyorlar.  İstanbulda ki yabancı turistlerin ellerindeki kameralarla, not defterleri ile dolaşmalarını görürüz, çünkü onlar sadece gezmiş olmak için gezmeyi çoktan aşmışlar, gezdikleri yerlerden bilgiler toplayıp ülkelerinde üretimde kullanmak  araştırıcı ruhları ile geziyorlar. Bizimde gençlerimizin bu konuda bilinçlendirilmesi, lazım diyorum. Çünkü bu gençler bizim gençlerimiz ve hepsini ayrı ayrı seviyorum. Onlara sadece müze bırakmak değil, yolunuda göstermek lazım diyorum.