Dünyamızda üçyüz altmış beş gün altı saatlik zaman dilimi on iki ay, elli iki hafta olarak belirlenmiştir, nasıl kimler tarafından olmuştur bilinmez. Birde Miladi takvim, Hicri takvimlerimiz vardır. Milattan önce Milattan sonralarmız vardır. Oysa birde Kuranda bildirilenler vardır, hani şu eksik ay,artık ayla ilgili(şubat ayı) Her nasıl ,niçin dört yılda bir ona yirmi dokuz gün deriz. Peki yirmi dokuz şubatta doğanların suçu nedir derim:) Herkes her yıl doğum günlerini kutlarken onlar dört yılda bir kutlarlar, onlara bu haksızlık niye yapılır.Burada yanlış bir şeyler var diye düşünürüm hep.Hediye alacaklar buna seviniyorlardır:) O zaman dört yılda bir doğum günü kutlayanlarda çevresindeki dostlarına dört yılda bir hediye almalılar bence. Yeni yıl deriz. Eskiden bir reklam vardı eskimiş jil çoraplarınızı atın yenilerini alın diye. İşte eskimiş yılları hiç kullanmamış, yaşamamışız gibi yeni yıla girerken bir telaş sarar insanlarımızı. Yıllar mı eskiyor, biz mi eskiyoruz diye hiç düşünmezler, harıl harıl alışverişler, kırmızılar çarşıları pazarları doldurur. Niye kırmızı diye düşünürüm, Kırmızı trafik ışıklarını düşünürüm .Dur geçme anlamında kullanılan renk yılbaşı gecesi kullanılır niçin ? Bu kadar çok hazırlıklar, niye kırmızı renklerle durdurulur ki:)Eski yıldan kurtulmak, yeni yıla girmek için bu kadar çaba bir anda nasıl kırmızı ile engellenebiliyordu:) Bence bu konuda bir daha düşünmeliyiz ,yeni yılımızı bizler geç rengi ile kaşılamalıyız:) Eski yıla geç, yeni yıla hoşgeldin renklerini kullanmalıyız.Eski yılımızı nasıl geçirdiğimizin sorgulamasını bireysel yapmalıyız. Neler yaptım, neler yaşadım, neler kazandım, neler kaybettim diyerek. Devlet bütçesini ayarlıyor, şirketlerde öyle, peki biz kendi yaşamamız için kendimiz için bunları hiç düşünmez ve kendimizi sorgulamayız, kendi hesaplarımızı kontrol etmeliyiz ki. Biz bir bireysek, kendimizi seviyorsak, önce kendimize sahip çıkmalıyız değil mi? Ömrümüz yeterse yeni yılda ki yaşamımız da hedeflerimizi belirlemeliyiz değil mi? Müstesnalar olacak tabi ki, ama müstesnalar genelde kuralları bozmaz. ona cari yaşam hasaplarımızdan bir miktar ayırmayıda düşünmeliyiz. Yıllık kazançlarımız, harcamalarımızı, hedeflerimizi kişisel belirlemeyi öğrenmeliyiz artık. Çünkü ömrümüzün ne kadar olduğunu bilmiyoruz( bilsek zaten yaşayamayız). Doğrularımızı, yanlışlarımızı, eksilerimizi artılarımızı önce bizler kendimizde kontrol etmeyi yıl başını karşılar gibi sevinçle yapmalıyız. Dünya için yaptıklarımız birde ahiret için yaptıklarımız, ne kadarını nasıl, niçin yaptığımızın bilincini yaşayabilmeliyiz.İşte yeni bir yıla girme sevinci dünya insanlarını sarmış durumda yine her zaman ki gibi. Dünya yeni bir yılamı giriyor, bizler bir yaş daha yaşlanıyor muyuz, büyüyor muyuz, bunu anlamamız lazım. Varoluşumuzu en iyi şekilde ,doğru şeklide kullanmak için kendimizi düzenlemeliyiz.