Geçmişte yaşayan insanların giyimleri, müzikleri, yaşamda kullandıkları eşyalar ,bir bakarız,yılın modası olarak karşımıza çıkar. Gençliklerinde bunları kullananlar,dinleyenler bilirler. Ama genç nesil henüz yeni tanıştıkları için onlar moda diyerek peşinden koşarlar. Gerçi onlarda yıllar sonra gençlere bizim söylediklerimizi söyleyeceklerdir, ama şimdi farkında değillerdir.Teknolojinin gelişmesi ile yeni kumaşlarla üretiliyorlar, ya da yeni tekniklerle müzikleri yapıyorlar. Bu zamanın modasıda kendince yeni akımlarını sürdürüyor.İki bin on bir yılı için rugan ayakkabı, çanta diyorlar,ilk duyduğumda tebessüm ettim, çocukluğumda ki bordo ,önünde kocaman fiyonku olan rugan ayakkabım aklıma geşmişti. O zamanlar modaydı ve ben onunla okula gitmiştim, mayıs ayıydı,şimdi de olduğu gibi mayıs ayı Ege kıyılarında bahardır, okullarda piknik gezileri düzenlenirdi ,şimdi de öyledir. Öğrenciler kışın kasvetli havasından kurtulmak için kırlara açılırlar.Bizleride hemen okulumuzun arkasındaki küçük tepeye götürmüşlerdi.O zamanlar oralarda şimdi seralarda yetiştirilip belediye görevlileri tarafından şehrin belirli yerlerine dikilen Hollanda laleri rengarenk yetişirdi. Neden Hollanda lalesi derler hiç anlamam, ülkemizdekileri yok ettiğimiz için mi oralardan getirtilir oldu? Papatyalar, dağ laleleri rengarenk açmışlardı. Onları toplamak için inişli ,çıkışlı tepelerde koşuyordum, çocukluk ayrı güzeldir, işte rugan ayakkabımı ilk gün giyip okula gelmiştim ve pikniğe gitmiştik.Otlar,dallar ayakkabımın kocaman fiyonguna takılmış ve koparmıştı. Nasılda özenerek almış, giymiş, okula gelmiştim. İlk günümde fiyongunu kaybetmiştim, çok üzülmüştüm, ne olurdu sanki bir gün önce pikniğe gideceğimizi söyleselerdide bende rugan ayakkabımla gelmeseydim. Biraz önce radyoda çok eskiden hani udla kadınların bir araya gelipte çalıp söyledikleri Türk klasiklerinden bu döneme uyarlanmadan ama bu dönem gençlerinden dinlediğim müzik nasılda güzeldi. Bir anda geçmiş insanların ruhlarının nasılda ince zarif olduklarını düşündüm. Sadece ruha hitap ediyordu. Ruhlarının hissetmediği müziği yapmıyorlarmış demek ki dedim. Yıllar sonra söz ve müziği bizleri hala etkiliyebiliyorsa, demek ki boş insanlar değilmişler. Nostalji bir süreliğinede olsa geçmişi geleceğe taşımak ve biz insanlar var olduğumuz sürece hep yapacağız anlaşılan. Geçmişi mi özlüyoruz, yoksa yeni şeyler üretmektense olanı mı kullanmayı seviyoruz, yoksa üretim zorluğumu yaşıyoruz düşünce olarak. Her ne sebeple olursa olsun arada nostalji yaşamak güzel diyorum, yaşamalıyız, yaşatmalıyız.